Hukuk Muhakemeleri Kanunu 334 ve devamı maddelerinde adli yardım müessesi düzenlenmiştir. 334. madde adli yardım düzenlemesinden faydalanacak kişiler hakkında düzenleme getirmiştir. “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” Kanun koyucu ekonomik aciz içinde bulunanlar için yargılama giderlerinden muafiyet getirmiş olup bu müesseseden faydalanabilmek için talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasını aramaktadır. Yani adli yardım talebi ile adli makamlara başvuru yapacak olan kişinin adli yardıma başvurusunun gerekçelerini, ekonomik aciz içerisinde olduğunu ispata yarar belgelerini sunması gerekmektedir. Aksi halde bu yöndeki talebi kabul görmeyecektir.
“Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.”
Yabancılar için özel olarak getirilen kanun hükmüne göre ise bir yabancının adli yardım müessesesinden faydalanmasını mütekabiliyet şartına bağlı kılmıştır. Bir yabancının ülkemizde açacağı davada adli yardımdan faydalanabilmesi kendi ülkesinde hukuk uygulamasında bu ilkenin uygulanabilir olmasına bağlıdır.
Adli yardımdan faydalanan kişi için hangi giderleri karşılamaktan muafiyet sağlanacağı HMK 335. maddesinde düzenlenmiştir. Adli yardım talebiyle mahkemeye başvuru halinde mahkeme yukarıda sayılı giderlerin bir kısmından ya da tamamından muafiyet yönünde karar verebilecektir.
a. Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet.
b. Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet.
c. Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi.
ç. Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini.
Adli yardım için dava açılırken talepte bulunulabileceği gibi hükmün kesinleşmesine kadar geçen sürede yargılamanın her aşamasında talepte bulunulabilecektir. Adli yardım kararı verildikten sonra hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.
Adli yardım talebi davalar bakımından asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden talep edilirken; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden istenmektedir. Kanun yollarına başvuruda ise bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaya başvuru yapılacaktır. Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Adli yardım talebine ilişkin sunulacak evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.
Adli yardım talebine gerekçe olarak gösterilecek evrak, fakirlik ilmuhaberi olabilecektir. Bu evrak için ikamet edilen yer muhtarlığına başvurulabilecektir. Alınacak fakirlik belgesi için herhangi bir ücret alınmamaktadır. Bu belge yanında ikamet yeri Kaymakamlık, Belediye gibi kurumlara başvuru yapılarak ekonomik duruma ilişkin belge temin edilebilecektir.
Fakirlik ilmuhaberi dışında herhangi bir mal varlığına sahip olunmadığına dair belgeler de dayanak evrak olarak gösterilebilecektir.
Adli yardım talebinin incelenmesine ilişkin düzenlenme HMK 337. madde ile düzenlenmiştir. “Mahkeme, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebilir. Ancak, talep hâlinde inceleme duruşmalı olarak yapılır.” Mahkeme adli yardım talebini evrak üzerinden yahut talep edilmesi halinde duruşmalı olarak değerlendirir. Ali yardım talebinin reddine ilişkin karar verilmesi halinde bu kararın gerekçeli olarak verilmesi gerekir.
Adli yardım talebinin reddi
“Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.” Adli yardım kararına itiraz yolları anılan madde hükmü ile düzenlenmiş olup kişinin daha sonradan ekonomik aciz içine düşmesi durumunda “ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Adli yardıma yargılama aşamasında karar verilmesi halinde “Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz.” Mahkemenin kararı ancak adli yardım kararı verildikten sonrasında yapılacak olarak giderleri ödememeyi sağlayacaktır.
Kanunkoyucu adli yardım kararının kaldırılacağı halleri HMK 338. maddesinde düzenlemiştir. “Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında kasten veya ağır kusuru sonucu yanlış bilgi verdiği ortaya çıkar veya sonradan mali durumunun yeteri derecede iyileştiği anlaşılırsa adli yardım kararı kaldırılır.”
Adli yardım kapsamından Devletçe ödenen giderler davada haksız çıkan taraftan tahsil edilmektedir. Adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkması halinde ise uygun görülürse yargılama giderlerinin en çok bir yıl içinde aylık eşit taksitler hâlinde ödenmesine karar verilebilir. 11.04.2013’te getirilen yeni düzenleme ile “Adli yardım kararından dolayı Devletçe ödenen veya muaf tutulan yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın mağduriyetine neden olacağı mahkemece açıkça anlaşılırsa, mahkeme, hükümde tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar verebilir.”
HMK 335. maddesi ç bendinde düzenlenen, davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini halinde ise “Adli yardımdan yararlanan kişi için mahkemenin talebi üzerine baro tarafından görevlendirilen avukatın ücreti, yargılama gideri olarak Hazineden ödenir.” Adli yardım müessesesinden avukat temini kapsamında faydalanan kişinin avukatına avukatlık ücreti ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.