6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bir davaya bakan hakimin davaya bakmasına engel teşkil edecek haller iki başlık altında toplanmıştır. Hakimin yasaklılığı hali söz konusu olabileceği gibi belirli hallerde hakimin reddi müessesinin uygulanması da mümkündür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 34 düzenlenmesinde;
Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada,
Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında,
Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında,
Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında,
Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında,
Nişanlısının davasında,
İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada hakimin davadan çekinmek zorunda olacağı kabul edilmiştir.
Yukarıda sayılan yasaklılık hallerinden herhangi birinin varlığı halinde hakim, taraflar davaya devamına muvafakat etseler dahi davaya devam edemez, yargılama yapamaz. Ancak bu yasaklılık hali hakim ile davanın tarafları arasında önem arz etmektedir. Taraflardan birini temsil eden vekil ile hakim arasında bir yasaklılık halinin mevcut olması kanunun kabul ettiği yasaklılık halleri bakımından değerlendirilmeyecektir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 14.01.2016 tarihli ve 2015/15973 E., 2016/292 K. sayılı kararı‘nda “Taraflar arasında görülen dava sırasında hâkim tarafından 13.03.2015 tarihinde “…davacı vekilinin hâkimin eski eşi olduğundan, HMK’nın 34/1-b maddesi şartları oluştuğu…” gerekçesiyle davadan çekinme kararı verilmiştir.
Dosyayı inceleyen merci tarafından, çekinme talebinin HMK’nın 34/1-b maddesinde sayılan yasaklılık haline uymadığı, çekinme talebinin hâkim ile davanın tarafları arasında olması gerektiği, davacı vekilinin tarafın yasal temsilcisi olduğu, davacının kendisini başka bir vekille temsil ettirmesinin mümkün olduğu, burada çekinme yükümlülüğünün Avukatlık Kanunun 13. maddesi gereğince vekilde olduğu gerekçesi ile çekinme talebinin reddine ilişkin varilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1136 sayılı Kanunun 13. maddesine göre “Bir hâkim veya cumhuriyet savcısının eşi, sebep veya nesep itibariyle usûl ve füruundan veya ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlarından olan avukat, o hâkim veya cumhuriyet savcısının baktığı dava ve işlerde avukatlık edemez.” Somut olayda, hâkim, davacı vekilinin eski eşi olduğu gerekçesi ile davadan çekinme kararı vermiş ise de, yukarıda belirtilen 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 13. maddesinin amir hükmü nedeniyle, hâkim ya da cumhuriyet savcısının eşi olan bir avukat eşinin yetkili olduğu mahkemede avukatlık yapamaz. Özel kanun hükmü uyarınca, davacı vekili yasaklı durumunda bulunduğundan, HMK’nın 34. maddesi uyarınca bu durum hâkimin yasaklılığı hali olmadığından, yazılı şekilde karar verilmesine bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 22 ise ceza yargılamaları bakımından hüküm getirmiştir. Yargılamaya katılamayacak hakim başlıklı 23. maddesi “(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.
(2) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.
(3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz. “ şeklindedir.
Yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de önceki yargılamada görev yapan hakimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkraya eklenmiştir. Böylece aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hakimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 35 hükmü hakimin yasaklılığı halinin sonuçlarını düzenlemiştir. Hakimin çekinme kararına karşı üst mahkemeye başvuru yapılabilecektir. Yasaklama sebebinin doğduğu tarihten itibaren, o hakim tarafından onun yargılaması devam ederken yapılan bütün işlemler, üst mahkemenin kararı ile iptal olunabilecektir. Ancak o hakim tarafından veyahut o hakim huzuru ile verilen hüküm ve kararlar ise “herhalde” iptal olunur. Bu durumda, yasaklılık haline rağmen davaya devam eden o hakim yargılama giderlerine mahkum edilebilecektir.
Davanın her aşamasında hakimin davadan çekinmesi mümkündür, yasaklılık halinin doğumu ile hakim davadan çekinmek zorundadır. Çekinme kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru yapılabilmektedir, ancak istinaf mahkemesinin çekinmeye ilişkin kararları kesin karar niteliğindedir.