Ülkemizde de kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla önleyici ve koruyucu nitelikte tedbirlerin alınması için 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
6284 sayılı kanunun amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Dolayısıyla detaylı ve geniş kapsamlı tedbirler düzenleyen ve bu tedbirleri alma yetkisini hakimin yanı sıra ilgili kolluk ve mülki amirlere de yükleyen bu kanunla, tedbirlerin kısa sürede alınarak daha etkin bir koruma sağlanması amaçlanmaktadır.
6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesi koruma konusu yapılacak bir olayda ihbar ve şikayet kurumunu düzenlemiştir. Bu maddeye göre, kişinin, şiddete uğraması veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunması halinde herkes durumu yazılı, sözlü veya başka bir suretle ilgili makam ve mercilere ihbar edebilir. Şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinden haberdar olan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ise durumu derhal, şikâyet mercilerine bildirmek zorundadır.
Şiddet mağduru, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesine maruz kalması halinde durumu şikâyet mercilerine yazılı, sözlü veya başka bir şekilde bildirebilir. Şikâyet mercileri Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.
6284 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde tedbir kararının verilmesi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hallerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.
Gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur.
Hakim Tarafından Verilebilecek Önleyici Tedbirler
Hakim tarafından verilecek önleyici tedbirler 6284 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, hakim sayılan önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere ayrı ayrı veya birlikte karar verebilir. Şiddet uygulayanlarla ilgili alınabilecek önleyici tedbirler şunlardır:
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması
Belirtilen bu tedbirlerle birlikte hâkim, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
Öte yandan, şiddet uygulayan kişi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise, Türk Medeni Kanun hükümlerine göre daha önce nafakaya hükmedilmemiş olması şartıyla, hâkim, talep edilmese dahi, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak tedbir nafakasına hükmedebilir.
Kolluk Amiri Tarafından Alınabilecek Önleyici Tedbirler
6284 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde sayılan tedbirler hakim tarafından alınabilen tedbirlerdir, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde şiddet uygulayanın, şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması ve gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması tedbirleri, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir.
Böyle bir durumda kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Hakim Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbirler
Hakim tarafından verilecek koruyucu tedbirler ise 6284 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, hakim sayılan koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere ayrı ayrı veya birlikte karar verebilir. Şiddet uygulayanlarla ilgili alınabilecek koruyucu tedbirler şunlardır:
- İşyerinin değiştirilmesi
- Kişinin evli olması halinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması
- Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 5726 sayılı Tanık Koruma
- Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi
Mülki Amiri Tarafından Alınabilecek Koruyucu Tedbirler
Mülki amiri tarafından verilecek koruyucu tedbirler ise 6284 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, mülki amir sayılan koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere ayrı ayrı veya birlikte karar verebilir. Şiddet uygulayanlarla ilgili alınabilecek koruyucu tedbirler şunlardır:
- Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması
- Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması
- Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi
- Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması
- Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması
Kolluk Amiri Tarafından Alınabilecek Koruyucu Tedbirler
6284 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde sayılan tedbirler mülki amiri tarafından alınabilen tedbirlerdir, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde şiddet mağdurunun, kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması ve hayati tehlikesinin bulunması halinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması tedbirleri, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir.
Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Tedbir Kararlarının Bildirilmesi ve Uygulanması
6284 Sayılı kanun uyarınca alınacak tedbir kararlarının bildirilmesi ve uygulanması 10. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, bu Kanun hükümlerine göre alınan tedbir kararları, Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlükleri ile verilen kararın niteliğine göre Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa en seri vasıtalarla bildirilir. Tedbir kararının ilgililere tefhim veya tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yine aynı kanun kapsamında ilgili mercilere yapılan başvurular ile bu başvuruların kabul ya da reddine ilişkin kararlar, başvuru yapılan merci tarafından Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine derhal bildirilir.
Korunan kişinin geçici koruma altına alınmasına ilişkin koruyucu tedbir kararı ile şiddet uygulayan hakkında verilen önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yer kolluk birimi görevli ve yetkilidir.
Tedbir kararının, kolluk amirince verilip uygulandığı veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hallerde, kolluk birimleri tarafından kişi, Bakanlığın ilgili il veya ilçe müdürlüklerine ivedilikle ulaştırılır; bunun mümkün olmaması hâlinde giderleri Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak üzere kendisine ve beraberindekilere geçici olarak barınma imkânı sağlanır.
Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlere yerleştirilir. Barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde korunan kişiler; mülkî amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak barındırılabilir.
İşyerinin değiştirilmesi yönündeki tedbir kararı, kişinin tabi olduğu ilgili mevzuat hükümlerine göre yetkili merci veya kişi tarafından yerine getirilir.
Tedbir Kararlarına Aykırılık
6284 Sayılı kanun uyarınca alınacak tedbir kararlarına aykırılık halinde müeyyide 13. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.
Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir. Bu kararlar Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir.
Uygulamada, mahkemelerin şiddete uğrama tehlikesi altında olduğunu iddia eden herkese, adeta otomatik olarak, tedbir kararı vermesi yerinde olmadığı gibi, koruma ya da önleme amacı taşımayan keyfi tedbirlere hükmetmesi de yerinde değildir.
Yetkili mercii tedbir kararı verirken şiddetin seviyesi, sıklığı, türü gibi hususları tespit etmeli ve en uygun tedbire hükmetmelidir. Genellikle olaylar, erkeğin fiziksel şiddetine karşın, kadının sözel şiddet uygulaması ya da sözel şiddetle başlayıp daha sonra fiziksel veya psikolojik şiddete evrilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Hakim, somut olaydaki bütün şartları göz önüne almalı, gerekirse her iki taraf için de tedbir kararına hükmedebilmelidir. Elbette hâkim her iki taraf için tedbir kararı vermek zorunda olmadığı gibi, tedbir kararı vereceği tarafın şiddeti başlatan taraf olmasına da gerek yoktur.
Şiddetle mücadele sadece hukukî bir sorun olmayıp, konunun psikolojik, sosyolojik, ekonomik, ahlaki ve kültürel boyutları bulunmaktadır. Bu nedenle, sorunun çözümünde ilgili tüm kurum ve kuruluşların iş birliği içerisinde mücadele etmesi, toplumun bilinçlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir.